/

24 Ekim 2023

ELBETTE “DİJİTAL” OLGUNLUĞU SİZDEN ÖĞRENECEĞİZ

Hızlı değişen tüketici tercihlerine yanıt verebilmek adına teknolojik gelişmeleri en yakından takip eden işletmelerin ve hatta en hızlı refleks verenlerinin bile aynı hızla eskiye düşüyor olmalarının önü kesilemeyen paradoksu.

Sıradaki heyecan verici şeyin ne olduğunu çok da fazla öngöremiyor olmamız sebebi ile hızla demode olma riskini aklınıza yakın yerde saklayın lütfen. Öngöremediğimiz bir sürece bir de uyum sağlama gayretimizle yaşanan telaşı bol zamanlar.

Burada riskler başlıyor ilk risk, geldiğimiz yer hakkında ne kadar fikir sahibiyiz? Zamanın normalden yüzlerce kat hızla aktığının düşünün lütfen. Sizin işletmeniz için en dahiyane olduğunu varsaydığınız fikrinizin daha uygulama aşamasındayken eskidiğini.

Tam da öyle bir yer “İnovasyon Diyarı”, sadece değişimin esas olduğu ve uyumlanabilenlerin hayatta kaldığı. Sanki binlerce kez hızlandırılmış bir evrim simülasyonu içindeyiz de uyumlanamayan işletmelerin doğal seleksiyon içinde yok olup gitmek kaderini kabul zorunda kaldıkları. Ne kadar büyük olduğunuz hükmünün olmadığı bu diyarda yeni düzene ayak uyduramayan işletmelerin sonu evrim sayfasında en heybetli yerlerin ayrıldığı dinozorlar ile aynı yazılmakta. İnovasyon Diyarında hayatta kalmanın yazılı olmayan kuralını açık etmekten mutluluk duyarım; “Kurallara uyan değil, kural koyan tarafa geçmenin bir yolunu bulun hem de hemen.”

Bizim jenerasyonun sormayı kendine hak gördüğü bir soru “Peki ama nasıl?” Şimdi söyleyeceklerim biraz canınız sıkabilir ama en pahalı kamp malzemeleriniz ile geldiğiniz İnovasyon Diyarının yerlilerinin dilini öğrenmek zorundasınız bize “Dijital Göçmen” diyen yeni dünya düzeninde “Dijital Yerliler” diye işaret edilen Z Kuşağının dilini öğrenmek hatta bir dili yeniden öğrenmek bizim gibi her şeyi en çok bilen ve başka bir dilin konuşulduğu ortamlarda kolayından bir tercüman ile işini halledebilen iş insanları için denemesi ürkütücü olmalı.

Şimdiki zamanda yaşadığımıza Babil Kulesi laneti diyorum ben. Babil Kulesini duymuşsunuzdur mitolojide Sümerler Tanrıya erişmek için göğe yükselen kule inşasına başlarlar kulenin yükselmesini istemeyen tanrı inşanın tamamlanamaması için inşatta çalışan insanların konuşma dilini 72’ye ayırır. Hikâye bu ya ortak hedef ile kuleyi yükseltmek isteyenler aynı dili konuşmadıkları için birbirilerini anlayamazlar, uyumlu bir çalışma olmaz ve kule göğe hiçbir zaman erişemez.

Yinelemekte fayda görüyorum, tercihli bir süreç değil içinde bulunduğumuz durum. Kulenizin yarım kalmasını istemiyorsanız o dili öğrenmekten başka öyle çok ta şansınız yok!

İşletmelerde İnovasyon Kültürünü oluşturabilmek güçlü ve zengin iletişim ile mümkündür. Bir baksanıza teknoloji hızla gelişiyor, oyunda kalmak için dijital dönüşüm süreçlerini yaşamaya başlamış olmanız gerekirken sektörünüzde söz sahibi olabilmek adına ise güçlü ve gelişen inovasyon kültürüne sahip olmanız gerekiyor.

Hayatta kalmak, yarıştan kopmadan zirveye doğru inşayı sürdürebilmek için doğru planlamalara ihtiyacınız var bunun için ise doğru ekibi oluşturmalısınız. Zira arz edeceğiniz mal ve hizmetlerinizin artan taliplileri Z kuşağı. Onların ihtiyacını doğru anlamadan, onları heyecanlandırmadan inovatif konseptler oluşturma şansınız iyimser ihtimalle bile çok az olacaktır. İşte bundan sebeptir dijital olgunluk Z Kuşağının işidir ve biz bunu ne kadar erken kabul edersek o kadar az zamandır kaybettiğimiz.

Dost varsayın beni ve dost meclisinde söylenmiş varsayın yazdıklarımı, İşletmenizde doğru İnovasyon Kültürü için Z kuşağının dilini öğrenin, onlarla iletişim yöntemlerinizi geliştirin. Geliştirin ki aynı dili konuştuğunuzda onlarda sizi anlayabilsinler. Siz bir adım atmazsanız gelmeyecekler zira ve konulmuş (diretilmiş) eski kuralları kabule de ikna değiller.

Bizim kuşağın sonraki kuşaklara beylik sözüdür “sizden öğrenecek değiliz! Kendimize gelelim hanımefendiler, beyefendiler, dijital çağ içinde bulunduğumuz, dijital olgunluk adı altında tanıladığımız uyumlanma becerisini elbette çağın yerlisinden edineceğiz. Ben kendimi bağlar bir söylemle tamamlamak isterim;